Biranın Tarihi

Biranın Tarihi

Biranın Tarihi

Biranın tarihi, mutlu bir coğrafî tesadüften ötürü Bereketli Hilal olarak bilinen ve bugünkü Mısır’dan Akdeniz kıyısı boyunca Türkiye’nin güneydoğusuna ve oradan da İran ile Irak arasındaki sınır boyunca uzanan bölgede son buzul çağından sonra, MÖ 10.000 civarında yabani tahıl toplama işi yaygınlaşınca, biranın keşfedilmesi de kaçınılmazdı.

İlk biranın tam olarak ne zaman keşfedildiği bilinmiyor. Ama neredeyse kesin olarak bilinen; biranın MÖ 4000’de Yakındoğu’da yaygın olduğu. Bu tarihe ait bir Mezopotamya resimyazısı, büyük bir küpten kamışlarla bira içen iki figürü betimliyor. Antik biralar, tahıl taneleri ve kabukları gibi katı maddeler de içerdiğinden bunları yutmamak için kamışla içmek zorunluydu.

Başlangıçta görece önemsiz bir yiyecek maddesi olan tahıl taneleri, alışılmadık iki özelliğe daha sahip oldukları keşfedilince daha fazla önem kazandı. İlk önce şu keşfedildi: Tahıl ıslatılınca çimlenir ve tadı tatlı olur. O dönemde ambar olarak kullanılan çukurları tamamen su geçirmez yapmak zordu, tahılların bu özelliği, insanlar tahıl depolamaya başlar başlamaz bu yüzden ortaya çıkmıştı. Tabii şimdi bu tatlılığın nedeni biliniyor. Nemlenen tahıl tanesi, içerdiği nişastayı maltoz şekerine, yani malta dönüştüren diyastaz enzimlerini üretir. Bu işlem tüm tahıllarda gerçekleşir, fakat arpa en iyi diyastaz enzimlerini, dolayısıyla en iyi maltı üretir. Ama o dönemde yani başka şeker kaynaklarının pek az olduğu bir zamanda, “maltlaştırılmış” tahılın “tatlılığı” oldukça değerliydi ve bu önemli keşif, tahılın önce ıslatıldığı, ardından kurutulduğu bilinçli malt yapma tekniklerinin geliştirilmesini teşvik etti.

İkinci keşif daha da görkemliydi. İki gün kadar bekletilen tahıl çorbası, özellikle maltlaştırılmış tanelerle yapılmışsa, gizemli bir dönüşüme uğruyordu: Havadaki yabani mayalar çorbadaki şekeri mayalayıp alkole dönüştürdüğü için, çorba biraz köpürüyor ve hoş bir sarhoşluk veriyordu. Kısacası, tahıl çorbası biraya dönüşüyordu.

Bira Kültürü

Bira yanında ayrı bir kültür silsilesi de getirmiştir. Yaşamın her alanına nüfuz ettiği yapılan arkeolojik kazılardaki belgelerde de görülmektedir. Bira üzerine birçok deyimin bulunması, para yerine geçmesi, dinî ayinlerde kullanılması ve Tanrılara sunulması vb. gibi örnekler bize bunları kanıtlamaktadır. Örneğin eski Mezopotamyalılarca “ekmek ve bira” ifadesi, birisine iyi şans ya da şifa dilemek gibi, gündelik bir selam olarak da kullanılıyordu. Ayrıca alkollü içkilerin değişik bir bilinç yaratma gücü eski Mezopotamyalı ve Mısırlı insanlara sihirli gibi görünüyordu. Sıradan tahıl çorbasını biraya dönüştüren gizemli mayalanma işlemi de öyleydi. Demek ki, bira tanrıların bir hediyesiydi. Bu nedenle, birçok kültürün tanrıların birayı nasıl icat ettiklerini ve bira yapmayı insanlara nasıl gösterdiklerini açıklayan mitleri vardır.

Hem Mezopotamya, hem Mısır birası, ancak ortaçağda standart bileşen haline gelen şerbetçiotu içermemesine karşın, bira içkisi ve bu içkiyle bağlantılı o döneme ait âdetler, binlerce yıl sonra bugünün bira içicilerine tanıdık gelir. Bira, artık bir ödeme biçimi olarak kullanılmıyor ve insanlar “ekmek ve bira” ifadesiyle birbirlerini selamlamıyorlar, ama o, dünyanın birçok yerinde hâlâ çalışanların temel içkisi sayılır. Bira içerken birinin sağlığına kadeh kaldırmak; biranın sihirli özelliklerine antik inancın bir kalıntısıdır. Biranın dostane, yapmacık olmayan sosyal etkileşimle ilişkisi değişmeden duruyor: Paylaşılmak istenen bir içki hâlâ. Taş devri köylerinde, Mezopotamya ziyafet salonlarında ya da modern barlarda; bira uygarlığın şafağından beri insanları bir araya getiriyor.

“Bütünüyle hoşnut bir adamın ağzı birayla doludur.”

Mısır Atasözü, MÖ 2200 civarı.

www.aromadepom.com alkollü içkilerin her ne surette olursa olsun satışını, reklamını ve tüketicilere yönelik tanıtımını yapmaz; bu ürünlerin kullanılmasını ve satışını özendirecek veya teşvik edecek herhangi bir faaliyet içinde kesinlikle bulunmaz. Kenardaki TAMAM butonuna tıklayıp siteye giriş yaparak 24 yaşından büyük olduğunuzu beyan etmiş olursunuz. :)

×